9 Ağustos 2019 Cuma

Sokağın Dansı





Takdir edilmek, beğeni toplamak, görünür olmak, ve izleyenlerle doğrudan iletişime geçebilmek. Her bir cümle farklı açılımlara sahip olsa da bir arada görünür kalmalarını sağlayan araçtır dans.

Sokağın dansı, üniversitenin veya dans kurslarının aynalı salonlarından çok daha farklı bir dinamiğe sahiptir. Sokak öncelikle çatısız, duvarsız bir ortamdır. Sokaktan geçen her hangi biri zengin – fakir, kadın – erkek, genç – yaşlı, siyah – beyaz veya herhangi bir ırktan olabilir. Bu popülasyon içerisinde elini mermere sürtmekten çekinmeyen, yere uzanmaktan üstünün kirlenmesinden gocunmayan, soğuk havada üşümeyi göze alan, belki yarım ekmek döner ve ayranla 5/6 saat antreman yapan buna cesaret eden insanların dans arzusundan / istencinden bahsetmek istiyorum.

Akşam vakti, iş çıkış saati. Dans eden insanların toplandıkları ortak bir mekan, belki bir banka önü ya da okul. Çünkü mermer zemin dans etmek için tercih edilen bir doku. İşten çıkmış insanlar kimi konfeksiyoncu, kimi berber çırağı, kimi babasının işiyle uğraşıyor, kimi zengin bir aileye sahip çalışmıyor, kimi öğrenci. Bu insanları bir araya getiren aradaki bağı sağlayan şey sokak dansı. Büyük bir çember oluşturuluyor, sırayla içeri girip tarzlarını sergiliyor dansçılar. Mutlular, eğleniyorlar, yargı yok çember form hiyerarşi yok 360 derece herkes her yerde. Figürlerde daha yetenekli olan aralarına yeni katılan “dansçı” adaylarına öğretiyor. Figürlerin literatür bilgisi yok Türkçe isimler uydurulmuş. Dansla ilgili çekilmiş yabancı bir film ilham kaynağı olabiliyor bazen de şarkı kiliplerindeki dansçılar.

Bazen polisle başları derde girebiliyor dansçıların. Ya biri müziğin sesinden şikayetçi ya da dansçılar arasında suça karışmış insanlar var. Bunun önemi yok dansçılar arasında asıl olayları tarzlarını sergilemek. Dedim ya sokağın dansı bu herkes her yerde. Bazen bu insanları yerel bir mağazanın açılışında dans ederken görebilirsiniz. Özensiz seçilmiş bir müzik fazla uzun olmayan kısa routin’ ler asıl önemlisi bireysel yetenekler. Bireysel yatenek farklılığı önemli sokak dansında. Hem bir üstünlük sağlamak hem de bir WOW efekti almak. Evet WOW ! Sokaktan öylece geçen birinin görünür olduğu ilk an belki de. Bir bankacı bir berber çırağını alkışlıyor, öğretmen bir kadın konfeksiyon işçisini göz hapsine almış WOW! Takdir edilmek ve görünür olmak araçsallaşıyor bir noktada. Küçük çaplı gruplar kuruluyor imkanlar el verdiği ölçüde gösterilere çıkılıyor. Dans belki de ilk defa kazanç getiren bir iş olarak düşünülebilirde. Aynı zamanda bu insanlar sokak dansını oranizasyonları düzenliyorlar. Başta İstanbul, Ankara, Bursa, Antalya, İzmir, Sakarya, Çanakkale, Adana olmak üzere bir çok ilden dansçılar aralarında yarışıyor, battle diyorlar buna. Sokak dansının ruhunda olan bir olay bu battle (kapışma). Saygı bu ortamda dansçılar arasında kazanılıyor. Sokakta doktordan alınan WOW battle’da rakiplerini yenerek kazanılan başarı. Sokak dansçısının kendini gerçekleştirmesi budur.

Malesef günümüzde sokakta dans eden kimseler kalmadı….Öncelikle medyada yayınlanan dans yarışmaları çok daha geniş kitlelere dansı ulaştırmış olsa da aynı zamanda giriimci insanların dans stüdyolarında “sokak dansı” nı da ders olarak eklemesiyle yavaş yavaş sokaktan salonlara bir kayma oldu. Bir kısım sokak dansçısı ise gittiği üniversitede dans kulübü kurarak ya da dans kulübüne sokak dansını ekleyerek yeni alanlara sokak dansını yaymayı başardı. Ama sokak dansı bugün hala geniş bir kesim tarafından tüketilen bir meta olmaktan kurtulamadı.

Sokak dansı terimini özellikle kullanmayı tercih ettim bahsi geçen dans stilleri arasında breaking style ve popping style yer almaktadır


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder