4 Mart 2018 Pazar

Ten

Şimdi seninle sarmaş dolaş olmuş bedenimizle bir uzun oturuşlarımız var. Parmaklarımıza kadar huzur dolmuş, huzurunu kaçıracak bir kapı gıcırtısına dahi düşmanız, sarmaş dolaş tenimizle. Sarılmalar en anlaşılır dilimiz. Cümlesi cümlesine kelimesi kelimesine hatta noktası virgülü bile bizden yana. Bir derin iç çekişleri olurdu kadının, adam erirdi sıcağından. Hangi kavrama tutunsa elinde kalırdı, bir soluk nefes gibi gömülürdü yorganın altına. Birazdan ama birazdan kadın tutacaktı ellerinden verecekti ona yere düşmüş onurunu. Tanrı bile kıskanırdı bazen kadının var edişini ve yok edişini, belki de uzaktan bakıp gurur duyuyordur kadınıyla... Kadını demişken tanrı da sahipleniyor mudur onu ? Sonra birbirimize dönüyoruz, gözlerimiz takılıyor gözlerimize, bir dipsiz kuyu gibi derin. Derin ama hemen ardı kadının zihni, bilinci kendimin var olduğu yer, ne güzeldir orası... Güzel mi dedim ? Demeseydim, kavramları eriten bu kadının gözlerine bakıp demeseydim de eriseydim  Gözyaşlarıyla harmanlayıp yaratırdı baştan belki beni. Sonra ellerimiz birleşiyor, tüm edepsizliklerdir başımıza gelen. Terli kadın bir bilseniz nasıl güzel...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder