13 Şubat 2018 Salı

Bedenimin Fikri Düşünce



Düşünce, eylem olarak kendisi bedenin bir uzantısı yani bedenin bir fikridir. Yani bedenine ne kadar bakar ve dikkat edersen o kadar güzel karşılığını alırsın. Buna ben "içe kültürlenmek" diyorum. Tabi kültürün aslında ekip, dikmek, işlemek olduğunu belirtmekte fayda var. Bir dönem Whatsapp durum güncellememde yazardı "Oysaki aklın kültürü zeka, ruhun kültürü felsefedir". Şimdilerde ise önce kendini bil tanı, kendinle barış, içe kültürlen sonra ruhunun, aklının ne olup olmadığını zaten kavrayacaksın diyorum. İçe kültürlenmeyi bedensel aktivitelerinle başlatabilirsin, vücuduna giren gıdalarla destekleyebilirsin, güzel müzikler dinleyebilirsin, dans edebilirsin yargıdan uzak istediğin gibi sallanıp hareket edebilirsin. Yani bizi kapsayan bu beden mekanizmasını keşfetmek lazım, bunu herkesin görmesi ve farketmesi lazım. Yunus Emre'nin söylediği gibi "bir ben var benden içeri". Düşünce, bedenimizin içinde üretilen bir eylemsellik. Yerini bilmiyorum, belki kafamın içinde belki kalbimin belki bağırsaklarımdadır da ama her neyse bedenimin içinde biryerde. Ortaya çıkan bu düşüncemi de kayıt altına almak istiyorum. Yüzümün fotoğrafını çekip instagram'a yüklüyorsam, bedenimden bir parçayı yani yine bedenime ait başka bir uzantıyı "düşünce" yi neden paylaşmayayım. Düşünceyi bedenden olan bir şey olarak tanınlamam ortaya çıkış haliyle mutlu ediyor beni. Şu sözü duyduğumda çok heyecanlanmıştım Schopenhauer'dan "her anını güzel, farkında olarak, hissederek yaşa ki, kötü hissettiğinde hatırlayıp sığınacak anıların olsun" Bunu günlük hayata oturtmak zor olabiliyor. Kötü hissettiğimde rüyamda çocukluğumdan bir kare görerek uçarak ya da yüzerek sabah biraz daha iyi hissedebiliyorum. Bedenim bana bunu sağlıyor, öyle bir mekanızmaki sen iyi hisset diye çabalıyor elinden gelen rüya olabiliyor yetmez mi :) ?....İradi olarak buna devam etmek de sana kalmış, umarım anlatabiliyorumdur. Senin için uğraşan bir bedenin var ama sen onunla birlikte hareket etmek yerine ona muhalefet oluyorsun. Bu açıdan içe kültürlenmek lazım buna önceden bireysel devrim diyordum şimdi ise kime devrim (: ? Sen zaten sensin bu yapı sandığımızdan da karmaşık, devrim yapamazsın burada. Devrim çevrendekilere olur, hayatına etki eden, şekillendirmeye çalışanlara karşı yaparsın, kendilerini tanımalarını sağlayarak yaparsın, kendine devrim olmaz darbe de olmaz, kendinle sadece uzlaşabilirsin, konsensus olur. Tabi bahsetmeye çalıştığım ikili bir yapımız olduğu değil şalter gibi 1/0 arası geçiş gibi değil. İçimizde dışımızda biriz, ama aynı zamanda değiliz. Eş başkanlık var içimizde  belki demokrasi de özümüzdendir (:. Kendini tanımak bilmek de buradan geçiyor. Şöyle olabilir mi mesela ? Vücuduna düzenli olarak zarar veriyorsun, diyelim ki sigara içiyorsun. Bedenini zehirleyip, hasta ederken içinde bir şeyler arıyorsun, bulamayacaksın bedenini dinlemeden. Karar alırken kendimden biliyorum, ya da kendimi biliyorum deyip devam ettiriyorsun, kendini tanımayı araç haline getiriyorsun, bahsettiğim şey daha aşkın ve basit de ayrıca. Yani daha "iyi" kararlar almak alabilmek için kendimizi tanımak derdimiz olmamalı, kendimizi tanımak amaç olmalı ama araç olmamalı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder